BOŞANMA AVUKATI
Boşanma Avukatı olarak, adliyelerin her zamanki yoğunluğu ve özellikle pandemi sürecine özgü ek önlemler sebebiyle takip edilen özel usuller sonucunda, hak kaybına uğramak istemeyen müvekkilere bu konuda eksiksiz bir avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmet sunuyoruz.
Oldukça hassas olunması gereken bu süreçte, eksiksiz bir hukuki destek arayışında olan müvakkillerimizin boşanma sürecinin başından sonuna kadar yanlarındayız. Müvekkillerimizin karşılaşabilecekleri tüm zorlukları bizimle birlikte, en doğru şekilde aşmaları için ihtiyaç duyulan bilgi ve güven ortamını sağlıyor ve bunun arkasında duruyoruz.
Tüm bunların bilincinde olan hukuk büromuz ve birbirinden kıymetli avukatlarımız, vekilliğini yaptığımız müvekkillerimize başta Yalova ve İstanbul illeri olmak üzere Bursa ve Kocaeli illerinde de anlaşmalı boşanma davalarında eksiksiz bir avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Anlaşmalı Boşanma davalarının hızlı ve sorunsuz bir biçimde sonuçlanması, boşanmanın ardından bir takım yasal problemlerle karşı karşıya kalmamak için, boşanma ve aile hukuku konusunda uzman bir boşanma avukatı ile çalışmanın yararı ve önemi tartışmasız kabul edilen bir olgudur.
Adliyelerdeki iş yoğunluğu sebebiyle, boşanma davaları mahkemelerde ikame edildiğinde ilk duruşma günü üç ya da beş ay sonrasına verilmektedir. Hukuk Büromuz, alanında uzman, iletişimi kuvvetli boşanma avukatları sayesinde bu süreci oldukça kısaltabilmektedir. Avukatlarımız tarafından anlaşmalı boşanma davaları yalnızca birkaç gün içerisinde sonuçlandırılmaktadır.
Anlaşmalı Boşanma Davanızı kendinizin takip etmesi durumunda, geri dönüşü olmayan dava belge ve protokollerinin eksiksiz ve kusursuz olarak hazırlandığı ve davanın açıldığını varsayımında dahi, ilk celsede boşanma kararı alınmış olsa, gerekçeli kararın yazılması, taraflara tebliği, istinaf sürelerinin dolması ve sair süreçler minimum 2-3 ay gibi bir süre aldığından, anlaşmalı boşanma davası çok büyük bir ihtimalle minimum 6 aylık bir süreç sonunda tamamlanmış olacaktır.
Boşanma Avukatı olarak alanında son derece profesyonel ve tecrübeli olan avukatlarımızın desteği ile eşsiz bir güven ortamında çalışarak, anlaşmalı boşanma davalarındaki toplam süre 2-3 güne kadar indirilebilmektedir.
ANLAŞMALI BOŞANMA
Boşanma Avukatı tarafından yürütülen bir Anlaşmalı boşanma davası, uzun ve yıpratıcı bir sürece sahip olabilen çekişmeli boşanma davalarına nazaran, tarafların çok daha kısa bir sürede, çekişmesiz alarak istenilen sonuca ulaşmalarını sağlayan hukuki bir çaredir.
Anlaşmalı boşanma davası, Türk Medeni Kanunu‘ nda evliliği sona erdiren sebeplerden biri olarak kabul edilmiştir. Bu düzenlemeye göre, esas olan, eşlerin irade ve düşünceleridir. Taraflar, evliliğin gerçekleşmesi üzerinden bir yıl geçmesi ve kanunun aradığı diğer şartların da gerçekleşmesi durumunda anlaşmalı boşanma davası yoluna giderek, hakim kararıyla boşanabilirler.
4721 sayılı TMK’ nun 166/3 maddesi hükmüne göre evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu durumda boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek, iradelerini serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şattır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca kabulü halinde boşanmaya karar verilir.
Anlaşmalı boşanma genel ve mutlak boşanma nedeni olarak nitelendirilmektedir. Anlaşmalı boşanma kusur unsuruna yer vermeyen, evlilik birliğinin sarsılmasını boşanma sebebi olarak kabul eden bir düzenlemedir.
Bu tip boşanma davasında mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka konuları, çocuk olması halinde çocukla kişisel ilişkinin ne şekilde kurulacağı, kadın için soyadının değiştirilip değiştirilmeyeceği gibi boşanmayla meydana gelen yenilik doğuran sonuçların tamamı anlaşma konusu yapılabilmektedir.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ ÖZELLİKLERİ
1. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması İlkesine Dayanan Boşanma Sebebi Olması
TMK’nın 166. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkrasında bazı haller, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına ilişkin kesin karineler olarak öngörülmekte ve bu fıkralardaki şartların gerçekleşmesi durumunda boşanma mümkün kılınmaktadır.
Mahkemenin evlilik birliğini, ortak yaşamı sarsan olayları, maddi nedenleri araştırma yetki ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Somut olayda evlilik birliği temelinden sarsılmamış olsa bile, birlikte başvuru ve davanın kabulü halinde evlilik birliğinin temelden sarsılmış olduğu kabul edilir. Bu konuda hakimin herhangi bir taktir yetkisi bulunmamaktadır. Neticede, TMK’nın 166/3. maddesinde aranan şartlar gerçekleştiği taktirde hakim evlilik kurumunun gerçekten sarsılmış olup olmadığını araştırmayacağı gibi, eşlerin kusurunu da araştırmayacaktır.
2. Çekişmesiz Yargı Faaliyeti Olması
TMK 166/3 maddesinde de bir çekişmesiz yargı faaliyeti düzenlendiği söylenebilir. Boşanma ve yan sonuçları konusunda anlaşmış eşlerin, birlikte başvurmaları veya birinin açtığı davanın diğerinin kabulü durumunda, iradeleri birbiriyle uyum içinde olan taraflar kanundaki usuller çerçevesinde, boşanma olanağı sağlanmış olması karşısında bu durumun çekişmeli olduğunu söylemek pek isabetli olmayacaktır.
3. Tarafların Serbest İradelerinin Rol Oynaması
Anlaşmalı boşanma davasında boşanmaya karar verilebilmesi için hakimin tarafları kendisinin dinlemesi ve taraflar beyanlarının her hangi bir baskı ürünü olmadığına kanaat getirmesi gerekmektedir. Bu davada tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirilmemişse gerekçeleri açıklanarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) yönünde deliller toplanarak bir karar verilmelidir.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ KOŞULLARI
Anlaşmalı boşanma için TMK’nın 166/3 maddesine göre, evlilik en az bir yıl sürmesi halinde, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi durumunda evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır.
Bu durumda boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilebilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir.
Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini nazara alarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur.
Boşanma protokolleri eşlerin kendi kişisel ve yasal durumlarına göre; kişiye, davaya, taleplere ve olaya özel uyarlanması gerektiğinden, tüm anlaşmalı boşanma davaları için geçerli olabilecek standart bir boşanma protokolü bulunmamaktadır.
A. Evliliğin En Az Bir Yıl Sürmüş Olması
Eşlerin anlaşmalı boşanabilmeleri için kanunun aradığı ilk koşul, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gereğidir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği hakim tarafından re’sen araştırılacak ve bir yıllık süre dolmamış ise anlaşmalı boşanmaya karar veremeyecektir. Yargıtay, bu durumun kamu düzenine ilişkin olduğunu da belirtmektedir.
B. Eşlerin Boşanmak Üzere Birlikte Başvurmaları veya Bir Eşin Açtığı Davayı Diğerinin Kabul Etmesi
1. Eşlerin Mahkemeye Birlikte Başvurusu
TMK’nın 166/3′ te anlaşmalı boşanma için eşlerin birlikte başvurabileceklerine açık bir şekilde değinilmiştir. Eşler bir araya gelip boşanma dilekçesi yazarak altını imzalayıp mahkemeye sunabilecekleri gibi anlaşmalı boşanma davası için tek imzalı dilekçe de yeterli olacaktır.
2. Eşlerin Birinin Açtığı Davayı Diğerinin Kabul Etmesi
Anlaşmalı boşanma için tarafların birlikte başvurmaları, şartı bulunmamaktadır. Eşlerden birinin TMK’nın 166/3. maddesine göre açmış olduğu davasının bulunması koşuluyla diğer eş bu davanın herhangi bir aşamasında kabul ederek anlaşmalı boşanma gerçekleştirilebilir.
Eşlerden birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi, hiçbir baskı altında olmadan özgür iradeyle oluşması gerekir. Bu hususta hakimin başvuracağı nesnel bir ölçüt yoktur. Duruşmada eşlerden birinin isteksizliğini belirtmesi halinde, hakim denetleme görevini özenle yerine getirmesi gerekir
C. Hakimin Tarafları Dinlemesi Koşulu
Anlaşmalı boşanma davasında anlaşmanın sağlanabilmesi için tarafların iradelerini açıklamaları gerekmektedir. İrade açıklamasında; taraflar bizzat dinlenmelidir, tarafların imzaları alınmalıdır.
1. Anlaşmalı Boşanma Davasında Tarafların Bizzat Dinlenmesi
Tarafların hakim tarafından bizzat dinlenilmemesi halinde anlaşmalı boşanma kararı verilemez. Taraflar ister birlikte başvursunlar isterlerse bir eşin açtığı davanın diğerince kabul edilmesi durumunda hakim tarafları bizzat dinleyecektir. Bu aşamada Boşanma Avukatı olarak size destek veren büromuz avukatları sizi gerekli her türlü teknik bilgi ile eksiksiz bir şekilde donatacaklardır. Hakimin tarafları gözlemlemesi bu davalarda kanun koyucu tarafından çok önemsenerek; ancak hakimin tarafların boşanmasında serbest iradesine dayandığı sonucuna varırsa anlaşmalı boşanmaya karar verebilecektir.
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar bizzat hakim tarafından dinlenmelidir. Aile Mahkemesi hakiminin iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirebilmesi için hem davacı eşi hem davalı eşi bizzat dinlemesi şarttır.
Aile Mahkemesi hakiminin tarafların iradelerin serbestçe açıklandığı hususunda fikir beyan etmesi için hem davacıyı hem davalıyı aynı anda bizzat dinlemesi gerekir, talimat yoluyla dinleme anlaşmalı boşanmada bizzat dinleme yerine geçmez.
2. Anlaşmalı Boşanma Davasında Tarafların İmzaları Alınmalıdır
Anlaşmalı boşanma davalarında duruşma zaptına geçirilen beyanı kendisine HMK’nın 151. maddesine göre imzalatılmalıdır..
Dava dilekçesinde dava konusu anlaşmalı boşanma olarak gösterilip, tarafların dinlenerek davacı ve davalı tarafın imzalı beyanlarının alınması gerekmektedir. Davacı eşin ya da davalı eşin zapta geçirilen beyanı kendisine imza ettirilmemiş ve okunmamış ise bu zapta dayanılarak anlaşmalı boşanma kararı verilmesi olanaksızdır. Duruşma tutanağında tarafların imzalarını alınmaması halinde anlaşmalı boşanmanın şartlarının tam olarak oluştuğu söylenemez. Boşanma Avukatı olarak tüm bilgi ve desteğini size sunan ofis avukatlarımız tüm mahkeme sürecini hatasız yürütülmesi konusunda daima yanınızda olacaktır.
3. İradenin Serbestçe Açıklanması
Hakim tarafların anlaşmalı boşanma konusunda iradelerinin hiçbir baskı altında olmadığına kanaat getirmelidir. Eşler hiçbir baskı altında kalmadan anlaşmalı boşanma protokolünü hür iradeleri altında imzaladıkları konusunda hakimi ikna etmelidir.
4. Eşlerin Saiklerinin Dikkate Alınıp Alınmayacağı
Anlaşmalı boşanma davalarında eşleri boşanmaya iten sebep veya saik hakim tarafından sorulmamalıdır. Anlaşmalı boşanma davasında tarafların saik konusunda açıklama yapma yükümlülüğü bulunmazken, eşlerin iradelerinin her hangi bir baskı altında olup olmadığı hususunu hakimin denetleme zorunluluğu vardır. Hakim açısından, anlaşmalı boşanma davalarında tarafların sonuca hangi iç nedenle gittiği önem taşımamaktadır.
Hakimin sorumluluğunda kalan husus eşlerin boşanma sonucında aldıkları kararın her hangi bir baskı altında kalmamış olduğu yönünde araştırma yapmak olup, saik hususu bu noktada önem taşımamaktadır.
D. Hakimin Anlaşma Şartlarını Boşanmanın Mali Sonuçları ile Çocukların Durumları Yönünden Uygun Bulması
a. Mali Konular
Eşlerin anlaşma ile düzenleyebilecekleri başlıca mali konular, eşlerin birbirlerinden talep edebilecekleri maddi ve manevi tazminat miktarı ile yoksulluk nafakasıdır.
aa. Mal Rejiminin Tasfiyesi
Anlaşmalı boşanmayı düzenleyen TMK ‘nın 166/3 maddesinde tarafların mal rejimi tasfiyelerine ilişkin bir atıf bulunmamaktadır. Fakat bu anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejimi tasfiyesine ilişkin bir hüküm bulunmayacağı anlamına gelmemektedir.
bb. Maddi Tazminat
TMK’nın 174/1 maddesinin ‘‘Mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz ya da daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir”. Buna göre maddi tazminat istemenin ilk koşulu; maddi tazminat isteyen eşin boşanmada hiç kusurunun bulunmaması ya da kusurunun daha az olmasıdır.
cc. Manevi Tazminat
TMK’nın 174/2 maddesinin manevi tazminattan söz edilebilmesi için daha az kusurlu olan kişinin kişilik haklarının saldırıya uğramış olması gerekir.
TMK 174/2 maddesine göre, hakim manevi tazminat olarak, paradan başka bir şeye karar veremez.Manevi tazminatın miktarına hakim karar verir ve defaten ödenmesi gerekir, manevi tazminatın irat şeklinde ödenmesine karar verilemez.
dd. Yoksulluk Nafakası
Taraflar anlaşmalı boşanma protokolünde yoksulluk nafakası talep etmemeleri halinde, hakim bu durumu taraf beyanlarıyla değerlendirip, uygunluğu mümkün ise onaylaması gerekir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Bu noktada nafakanın süresiz, geçimi için olmak kaydıyla ve ödeyecek kişinin ekonomik gücü doğrultusunda olması gerekir.Yoksulluk nafakasının süresiz olduğu kanun tarafından açıkça düzenlenmiştir.
Yoksulluk nafakasının üst sınırı, ödeyecek olanın mali gücüdür. Yükümlünün hiç ödeme imkanı yoksa yoksulluk nafakasına hükmedilemez.
Anlaşmalı boşanma davalarında takı eşya, taşınmaz alacağına katkı gibi hususların düzenlenmesi zorunlu değildir.
Eşler dava açarak, açtıkları bu davada maddi manevi tazminat haklarını saklı tutmaları halinde, eşler arasındaki anlaşmazlıklar henüz çözüme kavuşmamıştır. Taraflar arasında mali konularda anlaşmanın olmadığı bu durumda hakim tarafından boşanmaya karar verilmesi imkan dahilinde değildir.
b. Çocuklara İlişkin Düzenlemeler
TMK’ nun 166/3 maddesine göre eşlerin boşanabilmek için çocukların durumu konusunda da anlaşmış olmaları gerektiği belirtilmiştir.
Çocukların durumu ile, boşanmadan sonra çocuğun velayetinin hangi tarafta kalacağı, velayet kendisinde kalmayan eş ile çocuk arasında ne şekilde kişisel ilişki kurulacağı ve çocuk için ödenecek iştirak nafakası ifade edilmek istenmiştir.
aa. Velayet Hakkı
TMK 182/1 maddesiyle velayetin kime verileceği konusunda hakime çok geniş bir takdir yetkisi verilmektedir. Hakim, imkanı doğrultusunda ana babayı dinleyecek; çocuk vesayet altındaysa vasi ve vesayet makamının düşüncesini alabilecektir; fakat hakim tüm bunlarla bağlı olmayarak çocuğun menfaatini gözeterek karar verecektir. Boşanma Avukatı bu sürecin en başından itibaren sizin talebiniz doğrultusunda, çocuğun velayetinin hangi ebeveyne verilmesi gerektiği hususunda mahkeme tarafından ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri eksiksiz bir şekilde hazırlayıp, yargı yerine sunacaktır.
bb. İştirak Nafakası
Boşanma durumu, kendisine velayet verilmemiş olan ana ya da babanın çocuğun bakım masraflarına katılma sorumluluğunu sonlandırmamaktadır.Aslında çocuğun bakım giderleri, velayet kendisine verilmiş kişiye aittir. Fakat TMK 182/2. maddesine göre, diğer tarafta gücü oranında bu masraflara katılmak zorundadır. Hakim iştirak nafakasına re’sen hükmeder.
cc. Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Hakkı
Boşanma sonucunda çocuğun velayetinin ana ya da babadan birine verilmesiyle, sadece diğerinin çocuk üzerindeki velayeti sona erer, fakat çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı devam eder.
TMK’nın 182/1 maddesi bunu açıkca düzenlemiştir. Hakim boşanmaya karar verirken, kendine velayet verilmeyen tarafın çocuk ile ilişkisini düzenlemek zorundadır. Bunun yanında TMK’ nun 323 maddesinde ”Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurmasını isteme hakkına sahiptir” denilerek, sadece velayete sahip olmayan ana ya da babanın değil, velayet hakkına sahip olmakla birlikte, çocuğun başkasının koruması ya da gözetimine bırakılması halinde de ana ya da babanın çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin bir talep hakkının olduğunu tekrar etmiştir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Hakimin Müdahalesi
Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için, kanunda belirtildiği üzere, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu konusunda uzlaşmaya varmak zorundadır. Eşler üzerinde uzlaştıkları düzenlemeyi hakimin onayına sunacaklardır. Hakimin tarafların önüne getirdiği düzenlemeyi özellikle eşlerin ve çocukların menfaatleri açısından denetlemesi gerekmektedir.
Avukat Mesut İLME
Bu sitedeki tüm makale ve yazılar Avukat Mesut İLME’ ye ait olup, sitedeki yazı ve içerikler mülkiyet tescili bakımından e-imzalı zaman damgası ile kayıt altına alınmıştır. Yazılı izin alınmaksızın, kısmen ya da tamamen kopyalanması veya başka bir yerde yayınlanması durumunda, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında hukuki ve cezai işlem başlatılacaktır.